Viskozite, yağların akmaya karşı gösterdiği direnç olup akışkanların en önemli özelliklerinden biridir. Endüstriyel ürünler için 40 °C’de, otomotiv yağları için 100 °C’de viskozite ölçümü yapılır. Birimi mm²/s veya cSt dir.

Viskozite sayıları, yağların akışkanlığını belirten değerlerdir. Bu sayılar küçüldükçe yağların akışkanlıkları artmaktadır.

Motor yağları sınıflandırılırken kullanılan birinci rakam, yağın soğuk olduğu şartlardaki akışkanlığını gösterir ve W (Winter – Kış) harfi ile biter. İkinci rakam ise yağın çalışma sıcaklığındaki (yani yüksek sıcaklıklıktaki) akışkanlığı belirten değerdir.

Örneğin; 5W-30 motor yağı, motor ilk çalıştırılırken 10W-30 motor yağına göre daha kolay akarken motor çalışma sıcaklığında ise 10W-30 motor yağı, 10W-40 motor yağına göre daha kolay akmaktadır.

Motor yağının içerisindeki anti-oksidan, aşınma önleyici ve deterjan katkı maddeleri, motorda oluşan kurum parçalarını dağıtarak bünyesine alır, metal yüzeylere yapışmasını engeller ve karbon birikintilerini temizler. Bundan dolayı motor yağı koyulaşarak kirli gözükmektedir

Mineral yağlar, doğrudan ham petrolün rafinasyonu sonucu elde edilirken sentetik yağlar ise, rafine ve damıtma işlemlerinden sonra kimyasal reaksiyon sonucu elde edilmektedir.

Sentetik yağlar, mineral yağlardan daha saf ve kaliteli olup özel molekülleri sayesinde yüksek sıcaklıklarda daha yüksek koruma ve performans düzeyi sağlamaktadır. Düşük sıcaklıklarda daha kolay akıcılık ve pompalanabilme, aşırı basınç altında daha kararlı film mukavemeti oluşturma ve zor çalışma koşullarında daha uzun değişim aralığı sağlamaktadır.

Motorun uzun süreler boyunca yüksek devirde çalışması ve agresif kullanılması, motor pistonlarının zamanla gevşemesi sonucu motorun olması gerekenden fazla yağ yakması, motor yağının yanma odasında yanması, motorun segman, ana ve sibop yataklarında yada pistonunda oluşan aşınmalar, aracın yağ pompasında oluşan arıza, motor keçelerinde kaçak olması, motordaki yağ segmanlarının kurum veya karbon bağlaması, kullanılan motor yağının aracın motoru için uygun olmaması ve aracın alt karterindeki çatlama yada kapağındaki gevşeklik gibi pek çok nedenden ötürü motor yağı eksilmektedir.

American Petroleum Institute baş harflerinden oluşan API sınıflandırmasına göre “S” harfi yağın benzinli motorlarda kullanılacağını göstermektedir. Performanslarına göre yağlar SA, SB, SC, SD, SE, SF, SG, SH, SJ, SL, SM, SN olmak üzere 12 çeşittir. Her grup kendi içinde, gelişen motor teknolojisine göre A, B, C gibi harflerle sınıflandırılmıştır. API'e göre harf alfabede ne kadar uzak durursa, yağ özellikleri seviyesi için gereksinimler o kadar yüksek olmaktadır. SA, SB, SC, SD ve SE sınıfındaki yağlar 1930 ile 1979 yılları arasında üretilen otomobillerde kullanılırken günümüzde daha çok SJ, SL, SM ve SN performans sınıfındaki motor yağları tercih edilmektedir.

Benzinli motorlar için API SJ - 2001'den daha eski olmayan otomobiller için, API SL - 2004'ten daha eski olmayan otomobiller için, API SM - 2010'dan daha eski olmayan otomobiller için ve API SN - 2011'den bu yana kullanılan yağlara karşılık gelmektedir.

Araç performansına ve teknolojisine uygun bir yağ seçimi yapılmadığında, sürtünmeden kaynaklanan aşırı ısınma ile birlikte, aracın performansında düşüş ve teknik problemler gözlemlenebilmektedir. Yanlış yağ seçimi, motor parçalarının ömrünü kısaltır ve sürtünmeden dolayı oluşan enerji, aracın normalden daha çok yakıt harcamasına neden olur.

Antifrizin farklı şekillerde üretimi olsa da temelde glikol ve inhibitörlerden oluşmaktadır. Glikol olarak yaygın şekilde mono etilen glikol (MEG) tercih edilmektedir. İnhibitörlerin organik ya da inorganik üretimli olmasına göre de organik antifriz ya da inorganik antifriz adını almaktadır. Ayrıca antifriz kaçaklarını anlamak için de antifriz üretiminde yeşil, mavi, sarı, kırmızı, pembe renklendiriciler kullanılmaktadır. Piyasada genellikle mavi ve yeşil renklendiriciler inorganik inhibitörlü antifrizlerde; kırmızı ve pembe renklendiriciler de organik inhibitörlü antifrizlerde kullanılmaktadır. Organik inhibitör içeren kırmızı antifriz inorganik inhibitör içeren mavi antifrize göre 3 kat daha fazla ömürlüdür. Ancak bu her araçta mavi yerine kırmızı koyarsak ömrü uzatabiliriz demek değildir. Araç ya da ekipman üreticisinin tercihi, aracın ya da ekipmanın model yılı gibi bazı bilgilere sahip olunduktan sonra net bir şekilde hareket edilebilir.

Antifriz, yılda bir değiştirilmelidir. Organik antifrizler ise daha uzun ömürlü olduklarından 3 yıla kadar kullanılabilmektedir.

Gresler, baz yağ, sabun (kalınlaştırıcı) ve yapısal özelliklerinin iyileşmesine olanak sağlayan katkı maddelerinden oluşan yarı-katı ve katı yağlayıcılardır.

 

Gres yağı, makine parçalarında ve dişlilerinde, araçların motorlarında, yük taşıma araçlarında ve traktörler ile motosiklet gibi taşıtlarda ve makine yağlama için sanayi alanında çok yaygın kullanılmaktadır. Özellikle dönen yatakların yaklaşık %80’inde kullanılmakta olup mekanik ve ısısal olarak hafif/orta/ağır yüklü dönen/kayan tipte rulmanların, şasilerin, yayların ve elektrikli motorların çok amaçlı yarı katı yağlamaları için uygulanmaktadır.

 

 

 

Genellikle bir yağın raf ömrü özelliklerine bağlı olarak değişmektedir. İç mekanlarda yaklaşık 20°C sıcaklıkta depolanan motor yağları, şanzıman yağları ve traktör yağlarının raf ömürleri beş yıldır. Hidrolik yağları ve gresler ise üç yıl depolanırken emülgatör içeren yağ grupları ise altı aydan fazla saklanamaz.

Araba motorundaki yatakların yağsız kalması sürtünmeye neden olur. Sürtünme ile birlikte krank mili, yataklar ve piston kolu bağlantısı zarar görür. Bu parçalar yağsız kaldığında kısa bir süre içerisinde dönemez hale gelir ve sonunda sıkışırlar. Deforme olan motor yataklarının işlevini kaybetmesi nedeniyle oluşan motor arızasına motor yatak sarması denir.

Araçta bulunan yağ ve soğutma suyunun az olması yatak sarma arızasının en büyük etkenleridir. Araç motoru yağsız kalırsa ya da yağ pompası herhangi bir arızadan dolayı yağlama görevini yerine getiremezse araçta yatak sarması arızası ortaya çıkar.